Çevrimiçi tartışma platformu Edge'de 1998'den beri tartışmaları yöneten yazar temsilcisi John Brockman yıllarca 'Sizce hayatta kanıtlanamayan ne kaldı? İnternet her şeyi nasıl değiştiriyor?' gibi kışkırtıcı sorular sordu. Brockman bu yılki sorusu: 'Hangi bilimsel görüşün tedavülden kalkma zamanı geldi?' Brockman'ın yönettiği tartışmalara katılanların ortak noktası, fikirlere duyulan meraktan biraz daha fazlası: sorulara verilen yanıtlardan bazıları 120 bin sözcükten daha uzun. Kişinin yapmakta olduğu şeye kendini tamamen kaptırması demek olan 'akış' kavramının mucidi psikolog Mihaly Csikszentmihalyi'nin bu yılki soruya yanıtı şu: bilim insanları buldukları gerçeklerin her zaman doğru olduğu görüşünü bırakmalı.
Csikszentmihalyi, "Bunların bazısı gerçekten doğru. Ama diğerleri öyle çok birincil koşula bağlı ki, gerçeklik ile kurgu arası bir yerde duruyor" diyor. Mantık ve matematiğin temel öğelerinden olan, bir şeyin ya doğru ya da yanlış olduğu yönündeki görüşe karşı çıkan aktör Alan Alda da benzer düşünüyor. Bağlam önemlidir. Gayet kesin bir durum gibi görünen ölümü ele alalım. Alda "Beden sadece bir kütledir. Hayat biter. Ama biraz düşününce, yavaşça çürüyen bedenin aslında bir geçiş aşamasında olduğu ve başka bir şekilde yaşayabildiği görülür" diyor. Nobel fizik ödülü sahibi Frank Wilczek'e göre, Descartes'ten beri temel bir ilke olan zihin/ madde ayrımını bırakmak gerek. Wilczek artık madde ve atomlar ile beyin hakkında çok daha fazla şey bildiğimizi söyleyerek, "Madde karmaşık ve dinamik şekillerde dans edebilir, kendi kendine entropi (düzensizlik) oluşturup çevreden yararlanarak bunu yayabilir" diyor. Kâr amacı gütmeyen Programları Makineleri adlı kuruluşun üyesi bilgisayar bilimci ve psikolog Roger Schank, satranç oynayan bir bilgisayarın bize insanların nasıl ve neden satranç oynadığı hakkında hiçbir şey söylemeyeceği gibi, sıkıldığında yeni bir oyun oynamakla da ilgilenmeyeceğini söylüyor. Schank "'Yapay zekâ' teriminden vazgeçmeliyiz. Yapay insanlar yaratmanın bir anlamı yok. Yeterince gerçek insan var" diyor. "Whole Earth Catalog" kurucusu Stewart Brand, radyasyonun hiçbir seviyesinin güvenli olmadığına dair kanıtlanamaz nitelikteki görüşün engellediğini savunduğu nükleer enerji hakkında konuşmak istiyor. Sonuçta nükleer santrallerde "anlamsız seviyelerde güvenlik" sağlamak için fazladan milyarlarca dolar harcandı. Anlamsız, zira hücrelerimizde radyasyon kaynaklı DNA hasarını onaran mekanizmalar var ve "hepimiz ölümlüyüz". Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden kozmolog Max Tegmark, sonsuzluk kavramı olmadan da gayet iyi idare edebileceğimizi iddia ediyor. Teknoloji şirketi Applied Minds'tan bilgisayar bilimci W. Daniel Hillis, beynimizin hikâye anlatma merakının ürünü olan sebep-sonuç kavramına gerek olmadığını iddia ediyor. Romancı Ian McEwan, Brockman'ın sorusunun bizzat kendisine karşı çıkıyor. Hiçbir şeyi tedavülden kaldırmamak gerektiğini belirten McEwan, "Aristo insan bilgisinin tümü hakkında yazdı ve birçok konuda yanıldı. Ama sadece zoolojiyi icat etmesi bile eşsiz bir katkı. Onu bir kenara bırakır mısınız? Eski bir fikre ne zaman ihtiyaç duyacağını asla bilemezsin" diyor.
DENNIS OVERBYE