“Beyin mükemmel bir köle berbat bir efendidir.”
Hiçbirimiz beynimize karşı ilgisiz ve duyarsız kalamayız. En önemli mihenk taşımız olan beynimize merhaba demek, onu nasıl kullanacağınızı bilmek ve maksimum düzeyde ondan faydalanmak ister misiniz? Cevabınız “evet” ise lütfen birlikteliğimize devam edelim.
Eğer “hayır” ise tebrikler! Çünkü en azından bir seçim yaptınız ve karar verdiniz. Ancak, kararınız ne olursa olsun siz beyninizi kullanmasanız da o sizi kullanmaya devam edecek!
HEY! SİZE BİR HABERİM VAR?
Omuzlarınızın üzerinde taşıdığınız ve kafanızın içinde yer alan beyninizle ilgili sadece iki seçeneğiniz olduğunu biliyor musunuz?
Birinci seçeneğiniz;
Ya beyninizi siz; isteğiniz, beklentileriniz, hayalleriniz ve ilişkileriniz için çalıştıracaksınız,
İkinci seçeneğiniz;
Ya da beyniniz kafanızın içinde “kendine göre”, “eskiden alıştığı gibi” çalışmaya devam edecek. Bunun başka bir yolu yok.
Beyniniz “kendine göre” çalıştığında bile ürettiği duygu ve düşüncelerin sonuçlarını ise siz yaşayacaksınız.
Beyniniz hayatınızı, ilişkinizi kısacası bir insan olarak her şeyinizi kontrol ediyor. O halde siz de beyninizi kontrol etmelisiniz. Onu kullanmayı öğrenmeli ve istekleriniz doğrultusunda yönlendirmelisiniz. Nasıl çalıştığını bilmediğiniz şeyi kontrol edemezsiniz. Ondan yeteri kadar faydalanamazsınız.
Her şey önce beyninizde başlar. Kadın ya da erkek olarak nasıl iletişim kuruyorsunuz? Nasıl konuşuyorsunuz? Nasıl saatlerce zevk alarak sohbet ediyorsunuz? Çok basit olarak söyleyebilirim ki “sohbet etmek beyinden beyine yapılan bir ‘alış-veriş’ akımıdır.”
Sürekli olarak aynı şeyleri yapıyorsunuz ve bunda ters olan bir şey yok. Aksine, bu hareketlerin tutarlılığı çok da olumlu olabilir. İnsanların yaptığı bazı şeyler, bizim onların yapmasını istediğimiz şeylerle tamamen ters olur. İşte etkileme ve ikna etme ustalığı burada devreye girer. Kişinin bazı şeyleri kendinde ya da başkalarında değiştirmesi gerektiği konusunda bazen tüm dünya hemfikir olabiliyor. Tabiî ki gerçekte, hemfikir olmak ve harekete geçmek birbirleriyle çoğu zaman aynı anlama gelmez.
İnsanlar kendilerini değiştirmek istediklerinde bile, bu genellikle başaramadıkları bir şey olur. Eğer gerçekten değişmek istiyorlarsa, bunu başarabilirler diye düşünüyorsunuz; öyle değil mi? Hiç de öyle değil!
Beyinde milyonlarca hücreyi birbirine bağlayan milyonlarca otoyollar bulunuyor. Bu otoyollar, siz her gün farklı eylemlerin içindeyken işlemeye başlıyor. Hep aynı şeyleri tekrar tekrar yaparak otoyol sistemini güçlendiriyoruz.
Yeni otoyol bağlantıları ancak yeni hareketlerin veya düşüncelerin tekrarlanması sonucu oluşur. Yeni düşünce ve alışkanlıkları ancak tekrar tekrar yaparak yeni bir ağ oluşumunu sağlayabiliriz. 21.yy’da yeni bir alışkanlık ve davranış kalıbı kazanabilmeniz için ihtiyaç duyduğunuz süre öyle aylar ve yıllar değil! Artık değişim Duyusal Algı Programlama yöntemleriyle “BEŞ” oturum gibi kısa bir zamanda gerçekleşiyor.
İnsanlar ne istediklerini, bunu elde edince kendilerini nasıl hissedeceklerini, aslında kendilerini, kim olduklarını bilmiyorlar. İşte asıl mesele bu!
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere
Yürekten Sevgilerimle