Hayır, hayır… Nereden çıkarıyorsunuz bütün bunları, beni aldattığını görmek, duymak ve bilmek istemiyorum.
Aslında yaşanan ruhsal travmanın nedeni sadakatsizliğin kendisi değil, ilişkinin sadakatsizliğe maruz kalan eş tarafından öğrenilmesidir. Birçok kişi eşinin ya da sevgilisinin ilişkisini öğrendikten sonra “Travma sonrası stres bozukluğu” sendromu gösterir. Peki, böyle bir durumda birey ne yapmalı? Sadakatsizlik yapan kişi ilişkisini saklamalı ve eşine hiçbir şey söylememeli midir? Yoksa her şeye rağmen bu ilişkiyi eşiyle paylaşmalı ve birlikte ilişkilerini kurtarmak için bir çözüm yolu mu aramalıdırlar? İşte bütün mesele bu.
“Sorumsuz bir insan;
olumsuz, kötümser, savunmacı, şüpheci, amaçsız,
korkak, güvensiz, zihinsel yönden dengesiz,
hatta nevrotik birisidir.”
“Mustafa Kılınç”
Sadakatsizlik ve aldatma kavramları arasında bir ayrıma gidilmesinin konunun daha iyi anlaşılması açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Sadık olmayan, başka bir kişiyle ilişkiye giren kişi öncelikle bir karar vermelidir. Üçüncü kişiyle girdiği ilişkiyi bitirmek ve eşiyle/sevgilisiyle olan ilişkisine devam etmek mi, yoksa yeni bir ilişkiye başlayıp eski ilişkisine son vermek mi istiyordur? Eğer sadık olmayan taraf her iki ilişkiyi de paralel olarak yürütüp, evde eşinden bu ilişkiyi saklıyor, dışarıdaki ilişkisinde de sevgilisine binbir türlü yalan söylüyorsa bu artık sadakatsizlikten çıkmış, bir aldatmaya dönüşmüştür.
Hepimiz kendi hayatımızda yaşadığımız ilişkilerden de biliriz ki, bir ilişkinin bitiş dönemlerinde bir başkasıyla yeni bir ilişki başlayabilir ya da başlama olasılığı doğabilir. Zaten bitmiş, ama son noktanın konulamadığı ilişkilerden kurtulabilmenin en kolay yollarından biri bir başka güvenli liman bulmak ve oraya sığınmaktır. Böyle bir evrede sadakatsizlik bir anlamda çözüm arayışıdır.
Bu durum geçmiş ilişkiyi sorgulayıp bundan sonraki ilişkiler için bir ders çıkarmayı engelleyebileceği için birçokları tarafından yanlış bulunur. Ancak şunu unutmamak gerekir ki, her ilişkinin kendi yapısı vardır. Bir önceki ilişkiden edinildiği düşünülen deneyimler yardımcı olmak bir yana, aktüel ilişkinin sağlıklı gelişmesinin önünde bir engel, bir yanlış anlama kaynağı olur. Bir ilişkiden edinilen deneyim yalnızca o ilişki için geçerlidir. Bu nedenle de zaten her ilişkiye aynı acemilikle başlarız.
“HERKES BİRİCİK DÜNYA MODELİNDE YAŞAR.”
“Mustafa Kılınç”
Aldatma üçlü bir ilişkide varolan her iki ilişkiye de zarar verir ve sonunda üç kişi de bu üçgenden zarar görmüş, yıpranmış olarak çıkar. Sadakatsizlik durumunda sadakatsizliğe maruz kalan taraf ilişkiyi öğrendiğinde;
-Kendini insan olarak aşağılanmış,
-Haksızlığa uğramış,
-Aldatılmış hissedecektir.
O halde, dışarıdaki ilişki sonlandırılmışsa, mutlaka eşe bu bilgi verilmeli midir? Bu dürüst olma anlamında ahlâki bir zorunluluk mudur, yoksa ilişkiyi kurtarmak için rahat davranmaya hakkımız var mıdır?
Bütün bunların yanında sadık olmayan eşin yaşadığı ilişkiyi itiraf etmesi başka türlü bir haksızlığı da beraberinde getirir. Çünkü itirafta bulunan taraf bir anlamda şu mesajı vermektedir: “Evet, ben bir hata yaptım. Ama bu hatama son verdim ve bunu telafi etmek, dürüstlüğümü göstermek için ilişkimi itiraf ediyorum. Ben bana düşeni yaptım. Bu itirafla ne yapacağın, bu acıyı nasıl bertaraf edeceğin senin sorunun. Eğer bu sorunu aşamazsan, asıl sorumlu sen olursun.” Bu sadık kalan eşe yapılmış büyük bir haksızlık değil midir? Neden onu doğrudan sorumlu olmadığı bir yaşantının acısını çekmeye mahkum edelim?
Yazar: NLP Lideri Mustafa Kılınç