Dokunsal kişiler, dünyayı duygularla (hislerle) algılarlar. Herhangi bir durumda daima kendilerinin orada, o kişilerin yanında olduğunu düşünürler veya o kişilerin içinde bulundukları durumda ne hissettiklerini ya da karşılarındakilerin hislerine odaklanırlar. Çok hareket ederler. Ağır, derinden gelen, hisli bir tonda konuşurlar. Konuşmalarında; "sorunların ağırlığı", "işlerin yoğunluğu", "acıların derinliği" gibi mecazlardan bahsederler. Göğsün alt kısmından nefes alırlar. Konuşurken kişilere ya da nesnelere dokunurlar. Çok iyi duygusal çözümlemeler yapabilirler. Şairler, psikologlar, roman yazarları genellikle bu kategoridendir. Genellikle rahat giyinmeyi tercih ederler.
Teknisyenler, zanaatkârlar ve sanatçılar da dokunsal kişiler grubundan çıkar. Geçmişteki sorunlardan ders almak ya da gelecekte olacak değişmeler, onları pek ilgilendirmez. Vücutlarıyla çalışmayı severler. Nerede ve hangi koltuğa oturdukları onlar için önemlidir. Dağınıktırlar, masa ve çekmeceleri düzensizdir. Giyimlerine pek fazla özen göstermezler.
Dokunsal insanlar, dünyayı duygularla (hislerle) algılarlar.
Görsel, İşitsel ve Dokunsal kişilerin özelliklerini ve davranış kalıplarını bildiğimize göre şimdi sıra bu kişileri stratejik olarak Nasıl etkileyip ikna edeceğimizin sırrını paylaşma konusunda.