İnsanları nelerin motive ettiğini anlamak, biraz bilmece çözmeye benzer. İnsanları motive edebilecek şeyleri sıralamaya başladığımızda, aslında kendimizi motive eden şeyleri söylemekteyiz. Burada başka insanları, kendimizle özdeşleştirme hatasına düşeriz. Örneğin aşağıdakiler sizi motive ediyor olabilirler.
-Kişisel çabalar sonucu bir şeylere ulaşmak ve sonuçlarını görmek.
-İşleri kendinize özgü yürütebilme özgürlüğü.
-Size sorumluluk verilmesi.
Bütün bu motivasyon nedenleri kişisel başarı ve takdir edilme fırsatlarına dayanmaktadır. Ama, bu motivasyon nedenlerinin, başka birisi üzerinde etkili olmadığını gördüğünüzde o kişiyi nelerin motive ettiğini bulmakta zorlanabilirsiniz.
Başka insanların sizinkilere göre daha basit hedeflerle motive edilebileceklerini düşünmeniz yanlıştır. Böyle düşünmek, onların hayallerini küçümsemek demektir. İnsanları motive etme konusunda en yaygın yanlış düşünceleri şöyle sıralayabiliriz:
-Sadece para için çalışıyorlar.
-İş güvencesi arıyorlar.
-Başka insanlarla birlikte olup, başkaları tarafından desteklenmek istiyorlar.
Bu öğeler bazı insanları bazı durumlarda motive edebilir, ancak herkesi her zaman motive edeceği söylenemez. Ayrıca, bunlar tek motivasyon unsuru da değildir. Bir bölümü temel faktörler olan, öğrenmeniz gereken birçok motivasyon faktörü vardır.
MOTİVASYON DÜRTÜSÜNÜN TEMEL İHTİYAÇLARI
İnsanları nelerin motive ettiğini anlamak için, onları başarılı olmaya ve yaşam düzeyini yükseltmeye iten bazı temel ihtiyaçların bulunduğunu kabul etmelisiniz.
İtici Güçler:
İnsanların hayatta karşılamak zorunda oldukları üç temel ihtiyaç alanı vardır. Bu üç ihtiyaç alanını, üç aşama olarak da görebiliriz. Bu üç aşama, bir ihtiyaçlar sıralaması oluşturur.
Birinci Aşama: Zorunlu ihtiyaçlar
Hayatta kalmak için, yeme, içme, ısınma gibi zorunlu ihtiyaçları karşılamak zorundasınız. Bu ihtiyaçlar göz ardı edilemez, bu ihtiyaçlardan vazgeçilemez. Vahşi doğada tek başınıza kalsanız avlanarak ya da balık tutarak beslenmek gereğini duyarsınız. Kentleşmiş bir toplumda bu ihtiyaç, gerek duyduğunuz şeyleri satın alabilmek için geçiminizi sağlama çabasına dönüşmüştür.
Birçok toplumda zorunlu ihtiyaçlar para aracılığıyla karşılanır. Açlığa, susuzluğa, soğuğa karşı gerek duyduğunuz şeyleri size para sağlar. Ancak para motivasyon sağlamak için tek başına yeterli değildir. Ücret ve maaşlar, "Neden çalışıyorum?" sorusuna cevap verdikleri sürece motivasyon unsuru olabilir.
Çoğu insan, daha fazla ücret ödendiğinde çalışanların daha fazla motive olduğunu zanneder. Aslında para, insanları ancak yataktan kalkıp işe gitmelerine yetecek kadar motive edebilir. Ücretin o iş için kabul edilen düzeyler dolayında olması koşuluyla, para insanların ekstra çaba sarf etmeleri doğrultusunda pek az etkili olabilir. O iş için ödenen paranın miktarını artırmak, insanların muhakkak daha iyi çalışacakları anlamına gelmez.
Örneğin, ücrete yapılacak belirli orandaki zam, bir süre sonra normal yaşam giderleri tarafından emilecek ve insanlar önceki ücretleriyle nasıl geçinebildiklerine şaşar hale geleceklerdir.
Gerekeni karşılayacak kadar para kazanarak zorunlu ihtiyaçlar giderildikten sonra, daha üst düzeyde ihtiyaçlar kendini hissettirmeye başlar.
İkinci Aşama: Sosyal Statü
İnsanların, bir yere ait olduğunu hissetmeye ihtiyaçları vardır. Toplum içinde bir yer edinmek için çalışırlar. Toplumsal ihtiyaçlar, değişik kültürlerde farklı farklıdır. İnsanlar, içinde yaşadıkları toplumun geleneklerine uygun olarak bunlara ulaşmaya çalışırlar.
Eğer Moğolistan'da bir kabilede yaşıyorsanız, yeni bir sığır edinmeniz size sosyal statü kazandıracaktır. Batı toplumlarının çoğunda, aynı etki büyük bir ev ve lüks bir araba ile sağlanır. Örneğin, kimileri için toplum içinde kişinin statüsünü belirlemek açısından bir Mercedes sahibi olmak gurur vesilesi olabilirken, kimileri bu duyguyu yüksek bir iş unvanı edinmekle hissederler.
Sosyal statüyü ortaya koyan göstergeler insanlar için önem taşır ve fizyolojik ihtiyaçların karşılanmasının arkasından güçlü birer motivasyon unsuru olurlar.
Örneğin en çok satış yapan satış temsilcisine verilecek olan tatil ödülü türünden teşvik ödülleri, insanlar üzerinde etkili olur. Burada çekici gelen yalnızca ödülün güzel olması değildir. Diğer insanlarla yarışmanın ve onlara üstün gelerek ödülü kazanmanın verdiği haz, asıl motivasyonu sağlar.
Üçüncü Aşama: Kişisel Hedefler
Motivasyonu ne temel ihtiyaçlar ne de sosyal statü tek başına açıklamaya yetmez. İkisi de tek başına yeterli değildir. Üçüncü ve en önemli dürtü kişisel hedeflere ulaşmaktır. İnsanlar kendilerini geliştirmek ve seçtikleri meslekte daha iyisini yapmak isterler. Bu, kişisel gelişmeyi ve amaç doğrultusunda çalışmayı sağlayan bireysel hedefler koymak demektir.
Bir kimsenin belli bir amaç peşinde koşmasını açıklayacak mantıklı bir gerekçe çoğu zaman yoktur. Kişisel hedefler, hayal edilen bir şeyle veya bir yetenekle belirlenir. İnsanlar iyi oldukları işlerde daha fazla çalışma eğilimi gösterirler.
Kişisel isteklere ulaşma tutkusu güçlü bir motivasyon unsurudur. Ayrıca, bu bitmeyen bir süreçtir. Bitmez, çünkü bir amaca ulaşıldığında, bir başka amaç onun yerini alır. Bir amacı gerçekleştirme ihtiyacı, insanlar için sanıldığından çok daha etkili bir itici güç oluşturur.
Yukarıda ele aldığımız üç temel ihtiyaç (zorunlu ihtiyaçlar, sosyal statü ve kişisel hedefler) aynı anda etkili olabilir. Üst düzeyde ihtiyaçlar çok etkilidir ancak, temel ihtiyaçlar henüz karşılanmamışsa bir anlam ifade etmezler.
Örneğin, kişisel hedefe ulaşmada başarısız olunmuşsa, diğer ihtiyaçlarda da bir artış söz konusu olacaktır. Bu nedenle aşağıdaki noktaları bilmekte yarar vardır:
-Bir temel ihtiyaç karşılandığında, karşılanması gereken diğer ihtiyaçlar hemen kendini hissettirecektir.
-Belirli bir ihtiyaç, ne kadar az karşılanırsa o kadar önem kazanmaya başlar.
-Üst düzey ihtiyaçlardan biri az karşılanıyorsa, temel ihtiyaçlara önem verilmeye başlanır. İnsanlar, istedikleri şeyi elde edemezlerse, elde edebilecekleri şeyi istemeye başlarlar. Bu nedenle, zam isteği aslında daha yaratıcı bir işe duyulan özlemi gizliyor; kendinden emin tavırlar başkaları tarafından takdir edilme isteğini yansıtıyor olabilir.
Her insanın tatmin etmek için uğraştığı temel dürtüleri vardır. Bunlar bir araya gelerek insan davranışının mekanizmasını oluştururlar.
Alt düzeydeki ihtiyaçlar karşılanmadan motivasyon gerçekleşemez. Bu ihtiyaçların karşılanmasıyla hoşnutsuzluk ortadan kalkar; insanlar talihsiz oldukları duygusundan sıyrılırlar. Ancak, temel ihtiyaçların karşılanması, insanları her zaman verimlerini artırma yolunda motive etmeye yetmez.
İnsanoğlunun temel ihtiyaçlarını iyi bilmemiz gerekir. Bunu anlamadan motivasyonun ne olduğunu kavrayamayız.
Aklınızı ve duygularınızı aynı hizaya getirdiğinizde dağa yürü deyin. Dağ yürümeye başlar.
Mustafa KILINÇ