Merağın Ahlaki Gücü

Çoğumuz şu veya bu şekilde kendimizi bazı açıklamalara delice muhtaç hissetmişizdir. Örneğin, kafamızı karıştıran, bizi şaşırtan durumlar karşısında. Bir cevap bulamayışımız içimizi kemirir. Sonra bir anda her şey aydınlanır ve katıksız tatmin duygusuna kapılırız. Hepimiz bu hale aşinayız ama kendi adıma ben, Michael Lewis'in kitabı "Flash Boys"u (Parlak Çocuklar) okuyana kadar bu dürtünün ahlaki gücünün farkında değildim. Kitap, karmaşık teknolojilerin yardımıyla herkesin bir adım önünde olan yüksek frekanslı işlemciler yüzünden borsaların aslında nasıl hileli olduğunu birkaç Wall Street'li ismin keşfetmesini anlatıyor. Görünüşte finans üstüne olan kitap gerçekte bir ahlak öyküsü. Çünkü Lewis bizi şu soruyu sormaya zorluyor: Bazıları doğru şeyi yaparken diğerleri niye geri durdu? Sanırım cevap, Wall Street'teki çoğu kimsenin başlıca hedefinin para kazanmak olması, az sayıda kimsenin de olayların iç yüzünü araştırmak için istek duyması. Sizin de başlıca hedefiniz para kazanmaksa, işinizi yapmak için olabildiğince çok veriye ulaşmaya çalışırsınız. Bazı şeylerin kafanızı ne kadar karıştırdığını veya bazı konularda bilginizin ne kadar sığ olduğunu insanların bilmesini kesinlikle istemezsiniz. Bu tutum Wall Street'te bir çokbilmişlik kültürü doğurur. İnsanlar her gün blöf yaparak yollarını bulurlar. Yöneticiler şirketlerinde olan biten karmaşık şeyleri gerçek anlamda kavramaz. Borsacılar kullandıkları teknolojik araçların gerçekte nasıl işlediğini bilmez. Programcılar yaptıkları işin hangi amaçla kullanılacağını etraflı bir şekilde anlamaz. Bu insanlar sahip oldukları sığ bilgiyle yetinir, konunun derinliğine inmez. Kısa vadede para kazanmak için gerekli olan sığ bilgidir. Gerçek bilgi, işleyişin derinliğine nüfuz etmektir; uzun ve zahmetli bir çalışmayla elde edilir. Kâr güdüsünü bir yana bırakan ve bilme arzusuna sahip olanlar ona ulaşır. Lewis'in kitabındaki kahramanlar işte bu karşı konulmaz bilme arzusunu sergiler. Onlardan en çok göze çarpan isim, Brad Katsuyama, piyasaların gerekt iği gibi davranmadığını gözlemler. Binlerce başka işlemci gibi, bir alım-satım emri verdiği zaman ekranda olmadık şeylerin cereyan ettiğini görür. Fakat diğerlerinin aksine, olan şeylerle olması gereken şeyler arasındaki uyuşmazlık kafasını kurcalar. Katsuyama, teknolojinin gerisine inen bir araştırma projesi yürütür ve meseleyi çözer. Projenin bir aşamasında o ve Royal Bank of Canada'daki üstleri, para kazanmak için değil, varsayımlarını test etmek için bir dizi işlem gerçekleştirirler. Bir başka isim, Ronan Ryan, elektronik sinyal lerin telekomünikasyon sistemlerinde nasıl hareket ettiğini kendi kendine öğrenir. Üçüncü isim John Schwall ise, "front running" denen bir borsacılık hilesinin tarihçesini anlamak için kendini kütüphaneye kapatan takıntılı bir adamdır. Bu insanlar hem piyasaların fiiliyatta nasıl işlediğini, hem de gerçekte nasıl işlemesi gerektiğini öğrenirler. Ve aradaki fark karşısında deliye dönerler. Öğrendikleri bilgiyi gözlemledikleri piyasa hilelerine kendileri de katılmak için kullanabilirlerdi. Fakat hatırlayın; meraklarını gidermekten aldıkları zevk, para kazanmaktan aldıkları zevkin ötesindedir. Dolayısıyla onlardan bazıları, bu tip hilelere bağışık olan ayrı bir menkul değerler borsası kurar. Bu öyküden alınacak derslerden biri, kapitalizmin yalnızca kâr güdüsüyle pek de işlemediğidir. Herkes sadece maddi öz çıkarının peşinden giderse "görünmez el", piyasaların iyi bir şekilde işleyişini sağlayamaz; tersine, piyasaların içinde yer alanların diğer herkese karşı avantaj sağladığı düzenlemelere götürür. Kapitalizm tüm güdülerin önünün açılmasını gerektirir; karşı konulmaz bir bilgi ve hakkaniyet arzusu da buna dahil. İkincisi, para kazanma hırsını vaazlarla ehlileştiremezsiniz. Hırsı sadece ondan daha üstün bir sevdayla, yani bilgi aşkıyla dengeleyebilirsiniz. Üçüncüsü, piyasa hilelerinin hakkından resmî düzenleyiciler gelemez. Bu ancak kötü takasın yerini iyi takasın aldığı ve eski sistemi kavrayanlarca tasarlanan piyasa yenilikleriyle gerçekleştirilebilir. Ayrıca, yenilikler hakkındaki öykülerin çoğunda rastladığımız bir gerçeği burada da görüyoruz: İşlerini bilgi arayışıyla veya kod yazmasını içten gelen bir sevgiyle yapan insanlar bazen asıl amaçları para kazanmak olan insanlardan daha fazla para kazanabiliyorlar.

DAVID BROOKS

Mustafa Kılınç Şifreleri