KORONA VİRÜS İLE YAŞAMAK

Tüm dünyayı etkisi alan “COVID-19” baş belasıyla mücadelede ülke olarak başarılı olduğumuzu söylemeliyim. En az can kaybı ve en az “pozitif” vaka ile ilgili noktaya gelmek için canla başla çalışan sağlıkçılarımıza bir kez daha yürek dolusu teşekkürler. Henüz Koronavirüs belası bitmiş değil. Ancak her şeye rağmen bir de yaşanası hayat var. Onunda devamı gerekli değil mi? Yaşamın devamı için yapılması gereken “Yeni Normallere” bağımlı kalarak devam etmek. Yeni Normal yaşama geçmek, eski özgür alışılmış kalıpların kırılması hem çok zor hem de çok kolay. Kolay ve zor olan yanı nedir peki? İşin davranış boyutuna gelmeden önce yapılması gereken şey hâlâ sürdürülmesi zorunlu olan durumlar;

Henüz Koronavirüs tehdidi bitmiş değil. Bu nedenle;

  • Maske takmayı sürdürülebilir bir alışkanlık kalıbı olarak uygulamaya devam edeceğiz. 
  • Kendimiz başta olmak üzere tüm sevdiklerimizi korumak için maske takmak bir lüks değil gereklilik haline gelmiştir. Bunun farkında olalım ve çok dikkat edelim lütfen.
  • SOSYAL MESAFE İZOLASYON: Biz milletçe sarılmadan, dokunmadan ve içimize duyguyu almadan rahat edemiyoruz. Ancak yeni normal hayatımızda artık uzunca bir dönem belki de buna alışacağız. Bir şeyin “Niçinleri” bilindiğinde alışmak ve uygulamak çok kolay olur. Şimdi “İZOLASYON – SOSYAL MESAFE’YE” uyma zamanı. “11 Mayıs 2020” Yeni normalleşmeye dönme sürecinde virüsün bitmediğini ancak virüse rağmen tüm önlemleri alarak yaşama devam ettiğimiz bir süreç olarak algılamalı ve kabul etmeliyiz…
  • HİJYEN KURALLARI: Koronavirüs sürecinden öncede sağlıklı birey olmanın yolu kişisel bakım ve ellerimizin yıkanması değil miydi? Evet, şimdi ne oldu. Bu konudaki dikkatimizi biraz daha güçlendirip, kolonya ve dezenfektan maddelerini kullanmak. Dikkat ederseniz yeni bir şey yapmadık. Zaten yapmamız gereken temizliğimize artı dezenfekte ekledik hepsi bu. Çok farklı şeyler yapmıyoruz. “Niçin” yaptığımızı biliyorsak gerisi kolay gelecektir. Niçin? Çünkü ile başlayan cümleyi tamamladığınızda işiniz çok kolay olacaktır.

Yani Normal Yaşam, Kontrollü Yaşam, Bilinçli Yaşam adına ne derseniz deyin hiçbir önemi yok. Önemli olan tek şey farkında olarak sağlıkla yaşamaktır. Sağlıkla kalmak ve bilinçli yaşama devam etmek her bireyin sorumluluğudur.

SAĞLIKLA KALMAK İÇİN SORUMLULUK BENDE

Lütfen şöyle bir dakika düşünün. Sokağa çıkma kısıtlamasının bittiği dakikadan itibaren herkes sokakta. Bütün önlemler sıradan hale getirilmiş ve sanki Koronavirüs yokmuş gibi davranmaya başlıyoruz. Sonrasında da topu birbirimize atarak suçlamaya devam ediyoruz. Suçlamak şikâyet etmek hiçbir zaman çözüm olmadığı gibi bizi de rehavete sürükler. Onlardan bahsettiğimizde kimden bahsediyoruz? Onlar kim? Onların ya da sizin sorumsuzca ve tedbirsizce olan yaklaşımlarınızın sonucunda herkes bu durumdan etkileniyor mu?

“BİLİNÇLİ YAŞAM NASIL OLACAK”

11 Mayıs 2020 Pazartesi günü tarihte yerini aldı. Artık hayatımızda bazı yeni davranış kalıpları olacak. Bunların hiçbirinin anlamı “YASAK” “CEZA” değil; yaşamdır. Tüm dünyada Koronavirüs tehdidi ortadan kalkıncaya kadar uygulamakta olduğumuz; sosyal mesafe, hijyen, maske vb. kurallara uymaya devam edeceğiz. Koronavirüs bizim kurallarımıza uymuyorsa, biz onun kurallarına uyacağız. Esnek olacağız. Esnek olacağız ki sisteme hakim olalım…

BİZİ NELER BEKLİYOR?

11 Mayıs 2020 Pazartesi günü “Yeni Normal Hayatın” başlama günü. AVM’ler ve uzunca bir süreden beri kapalı olan hayatımızda olmazsa olmazlardan olan Kuaförler ve çeşitli meslek grupları tedbirlerin devam etmesi şartıyla çalışmalarına başlayacaklar.

  • Hayatın bir an önce sosyal, ekonomik ve ruhsal olarak normale dönmesi konusunda başlangıç yapmak güzel. Ancak;
  • Her birimiz attığımız her adımda almamız gereken önlemleri alma sorumluluğumuzun olduğunu bilelim.
  • Yasakların, cezaların olup olmamasının bir önemi yok. En önemli şey “Sağlık” ve sağlıklı olarak yaşama devam etmek.
  • Sağlığınızın bir bedeli var mı? Elbette yok. “Elbette yoklar” sadece söylemde kalırsa bir şey ifade etmez. Söylemleri eyleme geçirelim.
  • Yaş almış büyüklerimize karşı “temassız” kalmaya onlarla görüşmeye ara vermeye devam edeceğiz. Şimdi sarılma zamanı değil. Gözlerle yüreklere akma zamanı.
  • “Cehalet” “COVID-19” dan çok daha tehlikelidir. Çünkü her şeyin başı cehalettir. Bu süreçte ben “korona virüsten korkmuyorum”, “bana bir şey olmaz”, “benim görüştüğüm kişiler akrabalarım”, “ben zaten yabancılarla görüşmüyorum” vb. düşünce ve eylemler en az virüs kadar tehlikelidir.
  • Sizin sorumsuzca elde ettiğiniz virüsü başka sevdiklerinize bulaştırma ve onların sağlığını tehlikeye atma hakkınız var mı?
  • Seven sevdiğine bilinçli ve sorumsuzca davranış kalıbıyla nasıl zarar verebilir?
  • Yeni bilinçli yaşamda tedbirlere bağımlı kalarak yola devam edersek başka bir fırtınaya yakalanmadan bir mücadeleyi sonuçlandırırız. Aksi olursa işte o zaman her açıdan “sosyal, ekonomik, ruhsal” boyutta sorun yaşarız.
  • Koronavirüs sürecinde “bilinçli yaşamın” beklentileri karşılaması ya da ikinci dalga boyutunda en önemli sorumluluk bizde. Bu durumdan başarıyla çıkmak “bize”, “sorumsuzluğumuza” ve “önlemlere” verdiğimiz önceliğe bağlıdır.
  • Özgürce yaşam hakkına devam etmek istiyorsak önce kendimiz, sonra sevdiklerimiz ve toplumsal sağlımız için önlemlere bağlı kalmak esastır.
  • Bilinçli yaşamda sosyal mesafe, hijyen kurallarının uygulanmadığı kurum, kişi ve kuruluşlarda kendimiz ve başkalarının sağlığı için gerekli uyarıları yapmak durumundayız. Farkındalık için bunu yapmalıyız. Yaşam değerlidir.
  • Söz konusu “Sağlık” olduğunda atalarımızdan günümüze kadar gelen “Her şeyin başı sağlık”, “Sağlık olsun”, “Sağlık olmadıktan sonra dünya serin olsa neye yarar”, “İnsan hasta olmadan sağlığının kıymetini bilmiyor”, “Sen benim sağlıklı hallerimi görseydin” gibi sözleri hatırlayınız. Bir şeyin değerini bilmek için kaybetmeye gerek yok…
  • Koronavirüs sürecinde bunu zaten yaşayarak öğrenmedik mi? Bu süreçte “sağlıkla” kalmanın dışında ne önemliydi? Yine sağlığımızı koruyabilmek için “temel beslenme” başka? Ş. Bütün çarklarımız durmadı mı? Acil işlerimiz dolu ajandalarımız ne oldu hepsine? Bir düşünün lütfen. Siz ve sağlığınız yoksa “hiçbir şey” yok…
  • Yaşayarak öğrenme metodudur. Akıllı öğrenme ise basit bir öğrenme metodu. Basit olan her zaman iyidir. Akıllı yoldan öğrenmeyi seçin. Baştan kazanın.
  • Bilinçli yaşam yolculuğundan “özgür yaşam” yolculuğuna giden yolda her şey; bana, size, ona, hepimize bağlı… Lütfen her eyleminizde her şeyin size bağlı olduğunu hatırlayarak davranın. Koronavirüs mücadelesinde “HEPİMİZ SORUMLUYUZ.” Şimdi sorumluluk alma zamanı…

“Sorumluluk içinde bulunduğumuz duruma cevap verme yeteneğidir.”

Mustafa KILINÇ

Basında Dap