"KORKUYU ÖZGÜR BIRAKMAK"
Korku dediğimiz şey nedir aslında? Korkuyu bizler nasıl öğreniyoruz? Korkunun kaynağı nedir? Her insanda korku duygusu var mıdır/Peki korkuyu nasıl tersine çevirebiliriz? Böyle bir şey mümkün müdür? Ben korkularımla mutluyum. Neden korkularımı özgür bırakmalıyım. Beni hayatta koruyan korkularım değil mi? Ben korkularımla mutluyum mu diyorsunuz yoksa? Korkular doğuştan gelmiyor mu? Benim günahım nedir? Ben bana verilmiş olan korkularıma sahip çıkıyorum...
Size harika bir haberim var. Yeryüzünde kendi kendini programlayabilen tek ve en güçlü makine insandır. Bu özelliğimiz sayesinde öğrenilmiş-korumacı çaresizliklerimizden kurtulma gücüne sahibiz. Şimdi bu gücü elimize almanın tam zamanı.
KORKUYA DOĞRU BİR YOLCULUK
Yaşamınızda korku uyandıran tüm olaylarla cesurca mücadele etmek için büyük miktarda disipline ihtiyacınız vardır. Büyük olasılıkla Churchill'in, "Cesaret isabetli bir şekilde tüm erdemlerin öncüsü sayılır, çünkü diğerleri ona bağlıdır," demesinin sebebi de budur.
Gerçek şu ki herkes korkuyor ve genelde pek çok şeyden korkuyorlar. Bu normal ve doğaldır. Genelde korku, yaşamı sürdürmek, kazaları önlemek ve finansal hatalara karşı korunmak için gereklidir.
Öyleyse herkes korkuyorsa, cesur bir insanla bir korkak arasındaki fark nedir?Tek fark, cesur insanın kendi kendini korkuyla yüzleşmeye, onunla baş etmeye ve ona karşı harekete geçmeye disipline etmesidir. Buna karşılık korkak insan, korku, kaygı ve endişenin tahakkümü altına girmeye ve onlar tarafından hükmedilmeye razı olur. Bir keresinde biri-her ne kadar savaşla ilgili olsa da her duruma uygulanabilir.-Şöyle demişti: "Kahraman ve korkak arasındaki fark, kahramanın beş dakika daha fazla dayanmasıdır."
"Korku kişilerin zihinlerindedir. Asla dışarıda, hayatın içinde değildir."
Mustafa KILINÇ
Korkularınızı Bırakın
Neyse ki tüm korkular öğrenilmiştir; kimse korkularla doğmaz. Dolayısıyla sürekli kendi kendine disiplin uygulayarak, tamamen yok olana dek korkulardan vazgeçmeniz mümkündür.
Deneyimlediğimiz ve genelde tüm başarı umutlarını sabote eden en yaygın korkular, başarısızlık, yoksulluk ve parasızlık korkularıdır. Bu korkular insanların her türlü riskten kaçınmasına ve karşılarına bir fırsat çıktığında onu geri çevirmelerine sebep olur. Başarısızlıktan öyle korkarlar ki iş risk almaya gelince korkudan oldukları yerde kalakalırlar.
Mutluluğumuzu etkileyen başka korkularda vardır. İnsanlar sevdiklerini kaybetmekten, işlerini ve finansal güvencelerini kaybetmekten korkarlar. Mahcubiyetten ve utançtan korkarlar. Başkalarının saygısını veya güvenini kaybetmekten korkarlar. Bunlar ve daha pek çok korku, hayatta ilerlememize engel olur.
Korkunun var olduğu bir durumda verilen en yaygın tepki, "Yapamam!" tavrıdır. Bu, bizi harekete geçmekten alıkoyan başarısızlık ve kaybetme korkusudur. Fiziksel olarak deneyimlenir ve karın boşluğunda başlar. İnsanlar gerçekten korktuklarında, ağızları ve boğazları kurur, kalpleri hızla çarpmaya başlar. Bazen zor nefes alırlar ve mideleri kasılır. Kalkıp banyoya koşma ihtiyacı duyarlar.
Bu, hepimizin zaman zaman yaşadığı kısıtlayıcı olumsuz alışkanlık kalıbının fiziksel oluşumudur. Ne zaman bir insan korkuyla dolsa, kendini bir araba farlarına yakalanan ceylan gibi hisseder. Bu korku insanı felç eder. Genelde bu beyni kapatır ve bireyin "savaş veya kaç" tepkisine başvurmasına neden olur. Korku, mutluluğumuzu gölgeleyen ve yaşamlarımız boyunca bizi engelleyebilecek korkunç bir duygudur.
Eyleme Geçin Yapın Bunu
Aristotle cesareti, korkaklık ve atılganlık uç noktaları arasındaki "Altın Araç" olarak tanımladı. "Sahip Araç" olarak tanımladı. "Sahip olmadığınız bir nitelik geliştirmek için, gerektiği her durumda o niteliğe sahipmişsiniz gibi davranın. "Günümüzde biz buna "Gerçek olana dek gerçekmiş gibi davran," diyoruz.
Davranışınızı olumlayarak, gözünüzde canlandırarak ve sanki arzu ettiğiniz netliğe sahipmişsiniz gibi davranarak değiştirebilirsiniz. Olumlayarak, "Yapabilirim!" diyerek, ne zaman herhangi biri sebepten ötürü korku duysanız, "Yapamam" duygusunu yok edebilirsiniz.
İnanarak "Yapabilirim!" dediğinizde, korkunuzu alt eder ve güveninizi artırırsınız. Bu olumlamayı sürekli tekrar ederek, cesaret ve güven kazanabilir, korkularınızdan uzaklaşabilirsiniz.
Korkularınızla Kucaklaşın Şimdi
Korkularınızla yüzleşme, onlarla baş etme ve onlara rağmen harekete geçme beceriniz, mutluluğun ve başarının anahtarıdır. Pratik yapabileceğiniz en iyi egzersizlerden biri, yaşamınızda korktuğunuz bir durumunu veya kişiyi tespit etmek ve onunla hemen baş etme gayretidir. Bu gayreti göstermelisiniz. Sizi bir dakika daha üzmesine izin vermeyin. Durumla veya kişiyle yüzleşmeye hazır olun ve o korkuyu geride bırakın.
Bir korkuyu tespit edip kendinizi üzerine gitmeye zorladığınızda, o korku azalır ve baş edilebilir boyutlara gelir. Dahası, korkunuz azaldıkça, özgüveniniz artar. Kısa sürede korkularınız üzerinizdeki etkilerini yitirirler.
Buna karşılık, korkuya neden olan bir durum veya kişiden kaçtığınızda, korkunuz giderek büyür. Kısa sürede düşünce ve duygularınızı ele geçirir, gün boyunca aklınızı işgal eder ve genelde geceleri uykusuz kalmanıza yol açar. Korkunun eşi endişedir. İkiz kardeşler gibi korku ve endişe
HAYATINIZI KAZANIN
Birlikte etki ederler. Mark Twain bir keresinde şöyle yazmıştır: "Hayatta pek çok şeyden endişelendim ve çoğu hiçbir zaman gerçekleşmedi."
Tahminlere göre endişelendiğiniz şeylerin yüzde 99'u asla gerçek olmaz. Ve gerçek olanların bir çoğu da öyle çabuk olur ki onlar için endişelenecek fırsatı bile bulamazsınız.
Korku yolculuğuna baktığımızda; aslında insanların zihinleri tarafından hayali oluşturdukları korkuların esiri olduğunu görüyoruz. Bu durum oldukça trajikomik şey aslında. Çünkü yeryüzünde iki çeşit gerçek korku var. Bunların dışındaki tüm korkular illüzyon. Beynimizin bizi koruma içgüdüsünü artırarak ortaya çıkardığı korkulardır.
"Korkular köpek gibidir. Kaçarsan kovalar, kovalarsan kaçar. Panzehiri ise eylemdir."