Bir manastırda yaşayan yaşlı bir bilge her gün ayin yapıyordu. Ayin esnasında onu zaman zaman bir kedi rahatsız ettiği için, o kediyi bağlamayı emretmişti.
Birkaç sene sonra yaşlı bilge vefat ettiğinde, onun yerine yeni bir bilge atanmıştı. Kedi halen ayın esnasında bağlanıyordu.
Bir müddet sonra kedi ölmüştü. Ayinde eski kedinin yerine bağlanabilecek başka bir kedinin bulunması için, manastıra yeni bir kedi alınmıştı.
Manastıra gelen ziyaretçiler, orada ayın esnasında sürekli bir kedinin bağlı olduğunu görmüşler. Onlar da bu gelenekten hoşlanıp, kendi manastırlarında aynısını hayata geçirmeye karar vermişler.
Onlarca yıldan sonra, bilim adamları ayinler esnasında kedilerin bağlı olmasının anlamını ve derin manasını araştırmaya başlamışlar.
O esnada bu ülkede yaşayan yüksek rütbeli bir din adamı, manastırda bağlanan kedilerin çok özel bir cinsten seçilmesi gerektiğine karar vermiş.
Ne de olsa kediler ayin gibi kutsal bir törene katılıyordu, onlar sıradan kediler olamazdı.
Kedi tasması üreticileri manastırda ayın esnasında bağlanan kedilerin çok özel bir tasmaya sahip olmaları gerektiğine karar verip, manastır kedilerine özel tasmalar üretmeye başlamışlar.
Bir dakika, nereden başlamıştık ?
Bu kedi niçin oradaydı ? Siz hatırlıyor musunuz ?
Bu konuda bilim adamlarının yazdıkları kitaplarına bir bakmak gerek, orada yazar herhalde. Ama ne fark eder ki?
Kedilerin bağlı olduğu ayinleri görebilmek için artık dünyanın her tarafından insanlar manastırlara gelir, özellikle kedili ayinlere katılmak isterler.
Bu gelenek çok eski bir gelenektir. Yüzyıllardan beri uygulandığı için önemi tartışmaz.
-Biz kesinlikle hep devam etmesi gereken çok önemli ve köklü bir gelenekle karşı karşıyayız..
Sevgiyle kalın…
Yazar: Aysel Çiçek