" Bir adam bahçenin bir köşesine farklı türlerden rengarenk çiçekler yetiştirmek istiyordu. Tohumlarını satın almış, onları itinayla verimli toprağa ekmişti.
Bir müddet sonra mis gibi kokan çiçekler boy vermeye başlamıştı ancak güzel çiçeklerin arasında karahindibalar da toprağın verimliliğinden faydalanmak istemişler, öbek öbek güzel çiçeklerin arasında sırıtmaya başlamışlardı.
Adam karahindibaları sevmiyordu, onlara karşı seferberlik ilan etmiş, güzel ve değerli çiçeklerin arasında büyümesini istemiyordu. O yabani ota yer yoktu orada. Ancak adam ne yaptığı ise, hiç bir şey fayda etmiyordu, o bahçede yaşamaya devam ediyorlardı karahindibalar.
Sarayın bahçevanına danışmaya karar vermişti. Ne de olsa onun mükemmel bir bahçesi vardı. Sarayın bahçevanı karahindibalarla mücadele etmek için birkaç yol tavsiye etmişti. Ama ne fayda, adam bunların hepsini zaten denemişti ve başarılı olamamıştı.
Bu sohbetten sonra ikisi sessizce yan yana oturmuşlardı. Bahçevan epey bir süre geçtikten sonra adama döndü ve şunu söyledi:
' EĞER KARAHİNDİBALARI YOK EDEMİYORSAN, ONLARI SEVMEYİ ÖĞREN !!' "
- Bir Sufi hikayesi -
' HİÇ BİR ŞEY SİZİN ÖĞRENMENİZ GEREKENLERİ ÖĞRETENE KADAR HAYATINIZDAN ÇIKMAZ '
Biz insanlar da biraz bu bahçedeki bitkilere benzeriz:
Bu bahçede ki çiçekler misalindeki gibi, güzel yönlerimizin yanında, adamın bahçesindeki karahindibaları gibi çok hoş olmayan yönlerimiz, kendimizde olmasını istemediğimiz duygular vardır.
Genellikle kendimiz ve yaşadığımız toplumun kriterlerine göre iyi olarak kabul ettiğimiz karakter özelliklerin ve davranışların kendimizde olmasını isteriz.
Bunun tersine, arzulanmayan hisleri ve davranışları en iyisi hiç hissetmeyelim, onları hemencik yok edelim veya kimsenin görmediği bir köşede saklayalım. Toplumumuzda bu bir tutum olarak sıkça karşımıza çıkar.
" Bengü uzun zamandır çocuk sahibi olmak istemişti. Artık nur topu gibi bir kızı vardı. Küçük Arzu çok hareketli bir bebekti, geceleri de pek uyumuyordu. Bengü tüm zamanını o pembe gül yanaklı varlığa ayırıyordu. Neredeyse günün 24 saatini bebeğiyle geçiriyordu. Mutlu olduğu halde, son zamanlarda öfke patlamaları yaşamaya başlamıştı. Arzu'nun ağlamasına bazen geç cevap verdiği bile oldu. Eşiyle kavgalar çoğalıyordu. Buna bir türlü bir çıkış yolu bulamıyordu....bebeğini çok istemişti, oysa şimdi dengesiz davranışlarından dolayı suçluluk hissediyordu..."
Hepimizin içinde mükemmel yönler olduğu gibi, çok onay görmeyen yönlerimiz de vardır. Zaman zaman kıskançlık duyabiliriz, öfkelenebiliriz, kontroldan çikabiliriz, güçsüz hissedebiliriz, .... kendimizi. Çok az insan bu tür duygularla yüzleşmeye cesaret gösterebilir.
Bu tür duygulardan ne kadar da hoşlanmazsak, olabilecek doğal hislerdir. Onların üstesinden gelmek için, yoklarmış gibi davranmak veya kendi kendini suçlamak doğru bir yaklaşım değildir. Önce o duygu neyse onun var olduğunu kabul etmek gerek. Önce farkına varın. O bile belli bir ölçüde rahatabilir. Sonra da bu duyguyla ilgilenmek gerek.
O duyguyla ilgilenilmezse, ileride bir bomba etkisi yaratarak farklı şekilde karşınıza çıkabilir.
" Bengü bir çok kadınlardan şanslıydı. Yakın bir dostuyla samimi ve sıcak sohbeti sayesinde, hissettiği kızgınlıkla yüzleşmeyi başardı ve bu duygunun aslında hiç de kötü olmadığını farketmişti. Kızgınlığı ona bir şey anlatmak istedi: 'Senin kendine de önem vermen, kendine de zaman ayırman gerekiyor, diyordu' Bengü kendine zaman ayırmayı
artık bur suç olarak değil de, bir ihtiyaç olarak algılamaya başladıktan sonra, çok rahatlamıştı. Anlayışlı annesi, Arzu'ya haftanın iki öğleden sonrasını bakmayı kabul etmişti.
Zamanın bir kısmını eşiyle geçirecekti, zamanın diğer bölümünü de kendine, yapmayı sevdiği ve özlediği şeylere ayıracaktı. Ne kadar farketti, bilemezsiniz. Artık koşa koşa bebeğinin yanına gidiyordu, adeta yeni bir güç, yeni bir motivasyon kazanmıştı..."
Eğer Bengü kadar şanslı değilseniz, ve çevrenizde çözüme katkı olan, anlayışlı insanlar yoksa, beğenmediğiniz duygulara ulaşmak belki daha zor olabilir. Profesyonel yardım alabilirsiniz. Ya da şu yolları deneyebilirsiniz:
*Örneğin bu duyguyu ele alıp, onun hakkında neler hissettiğinizi dürüstçe kağıda dökebilirsiniz. Günlük yazmak, faydalı bir yöntem.
*Dil yoluyla akıllı sorular sorarak, beğenmediğiniz özelliklerinizi inceleyebilirsiniz.
* Nlp' yi öğrenin! Nlp' nin alet çantasında çözüme götürebilecek bir çok alet vardır. Nlp'nin yaklaşımını ve tekniklerini öğrenmek, size gerçekten çok fayda sağlar, ilerlemenizi hızlandırır, hatta bazı ' eski ' yöntemlerin sınıfta kaldığı konularda ilerlemenizi mümkün kılar.
Bilinçaltımız değişimden çok hoşlanmaz, ısrarcı bir şekilde öğrendiği bir davranışı değiştirmek istemez, çünkü ona alışmış, o ona tanıdık gelir. Onun için karahindibalar ısrarla yerinde kalmak isterler bazen. Bazı duygularla biraz uğraşmak gerekir.
Daha kaliteli, doyumlu bir hayat yaşamak adına, tutkuyla olumlu değişim yolculuğunuzda ilerlerken, disiplin ve sabırla donatılmış kilometre taşlarını dikkate alarak, yolunuz açık olsun !!
' HAYAT ÖMÜR BOYU SÜRECEK BİR ÖĞRENME YOLCULUĞUDUR..'
Sevgiyle kalın...
Yazar: Aysel Çiçek