Merhabalar sevgili okuyucularımız. Yaşam yolculuğunda her şeyin gönlünüzce olmasını diler, sevgilerimi sunarım…
İZ BIRAKANLAR
İçimizde en derinlerde bir yerde doğru olduğuna inandığımız şeyi yapmak, kendimizi aşmak, enerjimizi, zamanımızı, duygu ve paramızı daha büyük bir davaya, amaca adamak isteriz. Hiçbir şey bize katkıda bulunmaktan daha fazla kişisel tatmin duygusu vermez. Size iz bırakmanın çok basit ancak çok güçlü bir sırrını vereceğim.
“Mükemmel olmaya çalışmayın, sadece insan olmanın harika bir örneği olun!
Bilmenizi isterim ki;
Dünyadaki herkes gibi siz de, yalnızca yorumlanmış bir gerçekliği temsil ediyorsunuz. Duyuların bile insandan insana değiştiği bir dünyada yaşıyoruz. Aynı bluza baktığınızda diğer insanlar sizden biraz farklı ise değişik bir renk görürler. Sizden farklı ses duyarlar ve farklı kokular alırlar. Belki de duymaz ve koku da almazlar. İnsanlar, hayattaki neredeyse tüm deneyimleri ve olayları birbirlerinden farklı yorumlarlar. Tüm bunlar iz bırakmayı, etkilemeyi ve ikna etmeyi mantık oyunu olmaktan çıkarır. Çünkü herkes, gerçek anlamda birbirinden farklı bir dünyada yaşar.
İz bırakmak için kişilerin temsil sistemlerine, düşünme ve konuşma dillerine hitap etmelisiniz. Hatırlatma, etkilemedeki en güçlü araçlardan biridir. Etkilemenin neredeyse her alanında karşınızdakinden olumlu yanıt ve onay almak için kullanabilirsiniz. İnsanlar kararlarını genelde geçmiş deneyimlerinden yola çıkarak ani bir reaksiyonla verirler.
Geçmişte bir fırsatı kaçıran kişilerin ikinci defada “EVET” deme olasılıklarının düşük olduğunu da bilmenizi isterim. İnsanların olumlu bir teklifi daima kabul etmeleri gerektiğini düşünebilirsiniz. Ancak beyin böyle çalışmaz. Bir kez “hayır” kararı aldıysa tekrar “hayır” kararı alacaktır.
İnsanlar, geçmişte ne olduğunu değerlendirirken gerçek üzerinden değil, geçmişteki olayı bugünkü görüşleri üzerinden değerlendirirler.
Güven hissi sadakati beraberinde getirir. Gerçekten güvendiğimiz birinden ya da bir şeyden vazgeçmek, hatta gerçek bağlılığı bozmak çok zordur. Çünkü değişimin stresi ve korkusu devreye girer. İnsanlarda silinmez bir leke bırakmak bu kadar kolay değil.
Güven duygusu çok önemli bir başlangıç. Bağlılık çok önemli bir adım. Tüm bunlara rağmen yalnızca güvene ve sadakate layık olmanız karşınızdaki kişiyi hemen etkileyebileceğiniz anlamına gelmiyor. İnsanların sizi kabul etmesini sağlayacağı anlamına hiç gelmiyor. Diğer insanların arzu ve ihtiyaçlarını karşılayacak çözümü sunabilmeniz gerekiyor.
Unutmamanız gereken en önemli şey Kendinizi çok iyi tanımlayabilir olmanız; sizi iz bırakanlardan yapacaktır. Çünkü
“İNSAN DÜŞÜNDÜĞÜ KADAR GÜÇLÜ, İNANDIĞI KADAR DEĞERLİDİR.”
Mustafa Kılınç