Arthur Brooks'un the New York Times'taki yazısına göre, vermekte cömert olanların gerçekten de daha iyi duruma geldiklerine dair güçlü kanıtlar var. Brooks bunu hayırseverlik amaçlı bağışlarla ilgili bir kitap üzerinde çalışırken keşfetmiş. Brooks "Öğrendim ki, psikologlar bağış yapmanın ve gönüllü çalışmanın yardım eden kişiye bir dizi fayda sağladığını uzun zaman önce keşfetmiş. Harvard Üniversitesi ile British Columbia Üniversitesi'nden araştırmacılar 'mutluluğu' rakama döktüklerinde, kişinin sadece kendisi için para harcamasının neredeyse hiçbir fark yaratmadığını ama başkaları için para harcamasının mutlulukta ciddi bir artışa neden olduğunu saptadı" diye yazdı. Brooks ve karısı bu bulguları pratiğe dökerek, öncelikli davaları için sağladıkları maddi desteği artırmış, daha fazla gönüllü iş yapmış ve bir çocuğu evlat edinmiş. Psikologlar bu tür eylemlerin bize "öz-yeterlilik" -herhangi bir durumda sonucu etkileyebileceğimize dair inanç- hissi verdiğini belirtiyor. Brooks şöyle yazdı: "İnsanlar zamanlarını veya paralarını inandıkları bir davaya adadıklarında sorun çözen kişilere dönüşür. Sorun çözenler seyirci kalan kişilerden ve bir olayda kurban durumunda olanlardan daha mutludur". Times'ın haberine göre Alex ve Ani adlı şirket, ürettiği takıların sizi daha iyi bir kişiye dönüştüreceğini iddia etmese de, bunların "dünyaya iyi enerji yaymanız için" ilham verdiğini belirterek, "yaydığınız iyi enerji size iyi şeyler olarak geri döner" diyor. Şirket geçen yıl 230 milyon dolarlık Buda Tılsım Bileziği (sınırsız güç, sınırsız iyi karma ve bilgelik), Aziz Anthony Tılsım Bileziği (ilahi rehberlik ve duygusal aydınlanma) ve benzeri uğurlu takı sattı. New Age inanışındaki -genelde çekim yasası adıyla bilinen- iyi enerji ilkesi, insanları iyilik yapmaya özendiren tanınmış guruların temel öğretisidir. "İç Savaştan Önceki ABD'de Laiklik" kitabının yazarı John Modern, Times'a Alex ve Ani'nin yaklaşımının ABD'ye özgü yaşayan bir gelenekle uyumlu olduğunu söyledi. Bu gelenekte büyü terimleri, spiritüalizm ve biyomanyetizma, 1830'larda başlayan kapitalist piyasa devrimine paralel olarak yaygınlaştı. Modern "1970'lerdeki New Age akımında kristal cisimler ve kırmızı iplikten yapılmış kabala takıları vardı. Sıradan kırmızı iplikler, 'nazardan koruyan' Yahudi bileziği olarak satıldı" dedi. Ünlü psikanalist Wilhelm Reich 1950'lerde bir "orgon akümülatörü" -içine giren kişinin sağlığını düzelttiğini, hatta kanseri tedavi ettiğini söylediği alüminyum ve cam kutu- yaptı. Birçok kültür kurumu, artık bağışlara ve devlet desteğine bel bağlayamadığı için kapitalist düşünme tarzını öğrenmeye başladı. Bu kurumlar kafe ve kitabevi dışında gelir kaynakları bulmak zorunda. Müzelerin Geleceği Merkezi'nin kurucu müdürü Elizabeth Merritt, Times'ta şu soruları sordu: "Yardıma bağımlı olmaktan kaynaklanan yoksulluk döngüsü nasıl kırılabilir? Bir programı ona değer veren kişiler ile onun için para vermeye razı olanlar arasında bağlantı kurarak nasıl kendi kendine yeterli yapabiliriz?" 1806'da Massachusetts'te inşa edilmiş Gore Place adlı tarihi vali konağından ilham alarak bir koyun kırkma şenliği düzenlenebilir. Ya da Bronx Sanat Müzesi'nin şu anda yaptığı gibi, kişi başı 250-300 dolar alarak ünlü şeflerle akşam yemekleri düzenlenebilir. Ancak bazen bu "öz-yeterlilik" çabaları, Gore Place'in müdürü Susan Robertson'ın sebze yetiştirme ve çiftlik ürünleri standı açma planında olduğu gibi engellerle karşılaşıyor. Robertson Times'a, "Her yeni girişimde olduğu burada da birçok bilinmezlik var. Kazların gelip bezelye tarlanızı yarım saatte talan edip etmeyeceğini veya tavşanların bahçeye üşüşüp kabaklarınızın hepsini bitirip bitirmeyeceğini bilemezsiniz" dedi.
TOM BRADY