HERŞEY BAHANE EVLİLİK PROGRAMLARI İLE UYUMAK ŞAHANE (!)

HERŞEY BAHANE EVLİLİK PROGRAMLARI İLE UYUMAK ŞAHANE (!)
Gerçekten inanılır gibi değil değil mi? Gündüz kuşağının dört bir yanı evlilik programlarıyla dolu. Nereye baksanız seviyenin düşün reyting ve reklamların yüklü olduğu herşey bahane evlilik programları şahane programlarını görüyoruz.
Geçen hafta Radyo Televizyon Üst Kuruyu Üyelerinin Sayın Başbakan ile yapmış oldukları görüşme esnasında da gündeme gelen “Evlilik Programlarıyla” ilgili hiçbir uygulayıcı kararın alınmaması durumu da çok ilginç doğrusu.

TELEVİZYONDA EVLENMEK”
Türk toplumu olarak nereye gidiyoruz? Yaşam kalitesinin eş ve iş seçimiyle oluştuğu bir dünyada insanlar gerçekten ne yapmaya çalışıyor.
Programa katılanlara baktığınızda içler acısı tablo ile karşılaşıyoruz. Kendilerine olan saygılarını kaybetmiş olmaları yetmezmiş gibi izleyiciye olan saygıları da yok.
İnanın çoğu tamamen reyting uğruna, kurmaca ile yapılıyor. Gerçekçi olmadığını her halinden çok rahatlıkla anlamak mümkün.

“TALİP OLMANIN ŞARTLARI”
Türk gelenek ve göreneklerinin silindiği, ahlâk kavramının anlamını yitirdiği talip olmanın şartlarında;
Kimileri kapalı paravanın arkasında, kimileri karşılıklı olarak kriter sıralaması, özellik sorgulamaları ile eşini seçmeye çalışıyor. Aile ve mutlu geleceğe giden yol şartlardan oluşmaz. Özbenlik tanımlaması ile oluşur.

OLUMSUZ ÖRNEK TEŞKİL EDİYOR
Tv ekranlarında yer alan programlar kadın-erkek ilişkiler, evlilik kurumu, evlilik öncesinde aranan maddi şartlar ve beklentilerin sunulması toplum geleceği açısından bakıldığında olumsuz örneklerin oluşumuna hizmet ediyor. Programa katılan gerçek ya da Cast Ajansı oyuncularının kurmaca davranışları, bazı adaylara kamera arkasında kurgulanan davranış kalıplarının sunulması, tutarsızlık ve olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.
Programa sürekli konuk olarak katılan Psikologlarında bu oyuna kurban gitmeleri çok acı değil mi?
Dikkatle baktığınızda göreceksiniz ki; psikologlar bir konuda konuşmaya başladıklarında, sunucular ya da evlenecek olan adayların çok bilmiş tavırlarıyla karşılaşıyorlar. Kurgulamanın sonucunu herkes uzmanlardan çok daha iyi biliyor.
Programa katılan adayların kendilerini sürekli ekranda görmenin verdiği davranışla kandırmaca oyununa giriyor. Böylece, şov yapmak , boş konuşmak, dedikodu yapmak, sosyal medyada takipçi aramak başarı niteliği taşımaya başlıyor. Ancak bu balon çıkışın patlamasıyla yaşama küsen kişilerin ortaya çıkması kaçınılmaz oluyor?

PROGRAM NE VERİYOR?
NLP Uzmanları Dernek Başkanı olarak vatandaşlarımıza olan inerim şudur. Sadece programları eleştirmeyi bırakın. Kendi gücünüzü programlara yüklemeyin.
Kendinizi şunu sorun!
-Bu program bana ne veriyor? Yaşam kaliteniz açısından bu programı izleyerek ne kazanıyorsunuz?
-İzlemekti olduğunuz program kurguları sizin kendi içsel dünyasında hangi parçayı harekete geçiriyor.
-Siz kendinizi bu rolde düşündüğünüzde rahatlık duyuyor musunuz?
Evet kendinize vereceğiniz cevaplar sizin kendinizi kandırmanıza izin vermez. Suçlamak çözüm değildir. Toplumsal geleceğimiz için bu konuda hepimizin sorumluluğu vardır.
Biz öncelikle kendi sorumluluklarımızı yerine getirmek durumundayız.

DEDİKODU-KISKANÇLIK-İFTİRA-YALAN
Program yayın akışını dolduran dedikodu, kıskançlık, iftira, yalan söylemler dürüst ve erdemli bir birey olmakla uyumlu mu? Hayır. Milletçe doğruluğun, gerçekliğin olmasını isteyen kişiler olarak kendi değer ve davranış kalıplarımıza uymayan programlara gösterilen ilgi nasıl açıklanabilir.
Açıklaması oldukça basit değil mi evet çünkü; düşünmekten sorumluluk almaktan ve kendi gücümüze sahip çıkmaktan kaçmak.
Düşünmek, kararlı olmak, kendi gücüne sahip çıkmak güç ister. Güçlü olalım ve suçlamak yerine ilgimizi odak noktamızı değiştirelim. Bu kadar basit.
Bilmenizi isterim ki;
Siz ne isterseniz, neyi uygun görüp onaylıyorsanız her zaman “O” sonuçlarla karşılaşacaksınız. Seçim beraberinde sonuçları sonuçlarda sorumlulukları getirir.

“Aile olarak siz gülerseniz , bütün dünya da sizinle birlikte güler.”
Mustafa KILINÇ

Duyurular