Hayatınızı Seçimleriniz Belirler

“Olumsuz bir insan bulutların sadece karanlık tarafını görür ve kederlenir;
bir filozof iki tarafını da görür ve omuzlarını silker;
pozitif bir insan bulutları görmez, o bulutların üzerinde yürüyordur.”
Leonard Levinson

HAYATINIZI SEÇİMLERİNİZ BELİRLER
Jerry çevresindekilerin çok sevdiği insanlardan biriydi. Keyfi hep yerindeydi. Her zaman söyleyecek olumlu bir şey bulurdu. “İyisini al, kötüsünü bırak!” felsefesiyle hep iyi şeylere odaklanmıştı. Hatta bazen etrafındakileri çıldırtırdı bile, “Bu adam bu haldeyken bile nasıl bu kadar iyimser olabiliyor?” diye. Birisi “Nasılsın?” dese "Bomba gibiyim!” diye cevap verirdi. “BOMBA GİBİYİM!!”

Yanındaki insanlardan biri o gün sıkıntılıysa, Jerry yanına koşar, duruma nasıl olumlu bakılacağını anlatırdı. Bu tarzı beni fena halde düşündürüyordu.

Bir gün Jerry'e gittim, “Anlayamıyorum, nasıl her zaman, her şartta bu kadar olumlu bir insan olabiliyorsun? Nasıl başarıyorsun bunu?” diye sordum.
Şu ilginç cevabı verdi:

“Her sabah kendi kendime “Jerry, bugün iki seçimin var: Havan ya iyi olacak, ya kötü!” derim. Her zaman havamın iyi olmasını seçerim. Kötü bir şey olduğunda yine iki seçimim var: Kurban olmak ya da ders almak. Ben başına gelen kötü şeylerden ders almayı seçerim. Birisi bana bir şeyden şikayete geldiğinde yine iki seçimim var: Şikayetini kabul etmek ya da ona hayatın olumlu yanlarını göstermek. Ben olumlu yanlarını göstermeyi seçerim.”

“Hadi, canım!” diye dalga geçtim. Bu kadar kolay yani...” Evet, kolay!” dedi Jerry.
“Hayat seçimlerden ibarettir. Her durumda bir seçim vardır. Sen her durumda nasıl davranacağını seçersin. Havanın, tavrının iyi ya da kötü olmasını seçersin. Yani sen hayatını nasıl yaşayacağını seçersin.”

Jerry'nin sözleri beni çok etkiledi. Onu uzun yıllar görmedim. Fakat hayatımdaki talihsiz hadiselere dövünmek yerine olumlu seçimler yaptığımda hep onu hatırladım.

Yıllar sonra Jerry'nin başına çok üzücü bir olay geldi. Soygun için evine giren hırsızlar Jerry'yi delik deşik etmişler. Ameliyatı 18 saat sürmüş ve haftalarca yoğun bakımda kalmış. Taburcu edildiğinde kurşunların bazıları vücudundaymış. Ben onu altı ay sonra gördüm. “Nasılsın?” diye sorduğumda “Bomba gibiyim!” dedi.

“Olay sırasında neler hissettin Jerry?” diye sordum, cevap verdi:
“Yerde yatarken iki seçimim vardı: Ya yaşamayı seçecektim, ya ölümü. Ben yaşamayı seçtim.”

“Korkmadın mı, şuurunu kaybetmedin mi?”
“Ambulansla gelen sağlık görevlileri harika insanlardı. Bana hep “İyileşeceksin, merak etme!” dediler. Ama acil servisin koridorlarında sedyemi hızla sürerken doktorların ve hemşirelerim yüzündeki ifadeyi görünce ilk defa korktum. O gözler bana “Bu insan ölmüş!” diyordu. Bir şeyler yapmazsam biraz sonra ölü biri olacaktım.”

“Ne yaptın?” diye merakla sordum.

“Kocaman bir hemşire yanıma yaklaştı ve herhangi bir şeye ihtiyacım olup olmadığını sordu.” Evet!” diye cevap verdim. “ Var.”
Doktorlar ve hemşireler merakla sustular. Derin bir nefes alarak gücümü topladım ve bağırdım: “Benim kurşunlara karşı alerjim var!”

Doktorlar ve hemşireler gülmeye başladılar. Tekrar bağırdım: “Ben yaşamayı seçtim. Beni bir canlı gibi ameliyat edin, otopsi yapar gibi değil!”

Jerry sadece doktorların büyük ustalıkları sayesinde değil, kendi olumlu tavrının da büyük katkısıyla yaşadı. Yaşaması yeni bir ders oldu. Her gün hayatımızı dolu dolu yaşamayı seçme şıkkımız ve hakkımız olduğunu ondan öğrendim ve her şeyin kendi seçimlerimize bağlı olduğunu da......

Sevgiyle kalın...!

101 Öykü'den alıntı

Yazar: Aysel Çiçek

Mustafa Kılınç Şifreleri