Motive olan kişiler, başarı için başkalarının yardımının gerektiğini bilerek, kendi yaşamlarının sorumluluklarını alırlar; kendi başlarına düşünmek ve hareket etmekten korkmazlar. Kendi başına ayakta duramayan kişi koltuk değneği kullanılır. Otoyolda giderken, çelik halatlarla birbirine bağlanmış direkleri, dallarını tutabilmek için kazıklarla desteklenen ağaçları ve bir tepeyi denize gömülmemekten koruyan kaya yığınlarını görürüz.
Bunda yanlış olan hiçbir şey yoktur, ama bu destekler kesilirse ne olacağını bir düşünün. Koltuk değneği olmadan sakat kimse yürüyemez. Çelik halatlar birden kesilirse direkler düşer; destekleri alınan dallar kırılır, kayalar yerinden oynarsa deniz o tepeyi yutar.
Olgunlaşma
Yaşam yoluna çıktığımızda başlangıçta nerdeyse bütünüyle diğer insanların desteğiyle ilerleriz. Böyle bir destek olmadan herhalde yok olurduk. Daha sonra okulda, üniversitede bizi yönlendiren ve güvence sağlayan öğretmenler vardır. Eğer yüzme öğreniyorsak, öğretmen bize öğretmek ve acil durumlarda yardımımıza koşmak için oradadır.
Ama bu destekler sonunda çekilecektir ve kendi ayaklarımız üzerinde duramazsak doğduğumuz ilk günkü gibi aciz kalırız. Bu yüzden kendimize karşı bir sorumluluğumuz vardır. Bu da bağımsızlık için çalışmaktır. Bu, olgunlaşma SÜRECİDİR.
Sorumluluk yaşamda başarımızdan kendimiz sorumluyuz. Başarılı olmak için sürekli başkalarının bizim için karar vermesini beklemeden, olgunlaşmalı ve kendimiz hareket etmeliyiz.
Kişi bir gecede sorumlu bir insan haline gelmez; aslında bu bir gelişme sürecidir. Ama yol boyunca, sonunda kendi ayaklarımız üzerinde durana, kendi kararlarımızı verene ve olaylardan ders alana kadar desteklerimizi giderek atarız.
Tutarlılık olgunlaşmanın bir yönü de amaçlarımıza doğru tutarlı olarak çalışma disiplinidir. Bu disiplin kişinin kendinden gelir. Motivasyon üzerine yazan Arthur Mortell tutarlılıkla ilgili şunları söylüyor:
“Az sayıda insan tutarlı olabilir. Tutarlı olmadan kişi ancak geçici bir maddi başarıya ulaşabilir, fiziksel durumu, sağlığı gerçekten iyi olmaz, insanlarla ancak sınırlı olarak bir araya gelebilir ve ruhsal potansiyeline de asla ulaşamaz.
Nereden başlıyoruz? Önce yaşamın önemli ve gelişmenin ölçülebildiği bir bölümünü alın. Yaşamınızın bu bölümünün bir tutarlılık sembolü olmasına karar verin ve ‘Bunu her gün yapabilirim. Yaşamımın belli bir kısmında başarılı olabilirsem diğer zorlukları da aynı öz disiplinle aşabilirim’ deyin.”
Girişimcilik oturup şansın gelmesini, uğurlu olmayı beklemek gerçekçi değildir; çünkü uğur, oyunun bir parçası değildir. Güvenle, cesaretle ve bağımsızlık hedefimize ulaşmaya kararlı olarak ayağa kalkıp adım atarak kendimize yardım etmeliyiz. Bunu, sürekli olumlu düşünmeyle, öz disiplinle ve aradığımız bağımsızlığa odaklanarak başarabiliriz.
Doğru Kararları Vermek
Olgunlaşma süreci doğru kararları vermekle yakından ilgilidir. Bu, amaçlarımıza ulaşma yolunda ilerlememizi ve insanlarla iletişimimizi etkiler. Yükseklerde gözü olan atletlerin çalışmaları gibi biz de deneyerek ve hata yaparak küçük kararlarla başlarız. Ama bu küçük kararlar önemlidir. Çünkü bizi kararlar için gereken yargıya varmaya alıştırırlar.
Deneme – yanılma yönteminden hiçbir şey öğrenmezsek asla gelişemez ve amaçlarımızdan biri olan ‘daha büyük kararlar verme’yi başaramayız. Ama deneme ve yanılma irdelenmelidir: Neden başarılı olduk? Ya da neden başaramadık? Böylece karar vermekle ilgili bazı bilgiler edinmeye ve gereken bilgeliği öğrenmeye başlıyoruz. Edindiğimiz bilgileri başka ve daha büyük kararların temeli olarak kullanırız. Böylece bu kararları irdeleriz, bilgeliğimiz artar ve çok daha büyük kararlar verme yolunda ilerleriz. Artık edindiğimiz bu kadar bilginin gerektiğinde neredeyse kendiliğinden açığa çıkıverdiğini görürüz. Karar vermek kolaylaşır ve doğru kararlarımızın oranının arttığını farkerderiz.
Motive Olmak İçin…
Bağımsızlık, eski şeylere takılmadan ama dünden gelen güçlerimiz üzerinde yükselerek zorlukları ve fırsatları karşılamak için sürekli bugüne uyum sağlamaktır.
Kararlarımızın sonucu öğrenmenin ve anlamanın gereği gözden kaçırılmamalıdır. Çünkü bu bağımsızlığımızı kazanma ve iyi karar verme amacına yaklaşma becerimizi geliştirmenin yoludur.
Kararınızın başkaları üzerinde olumlu bir etkisi var mı? Size yardım ediyor mu? Eğer bu iki ölçüte uymuyorsa yanlış bir karardır ve nerede hata yaptığınızı bilmeniz gerekir. Bunu bilirseniz hatayı yinelemekten kaçınabilirsiniz. Ama bu ölçütlere göre doğru kararı verdiyseniz, bunu nasıl yaptığınızı anımsayın. Buradaki akıl yürütme de önemlidir ve ileride kullanılmak üzere belleğinize yerleştirilmelidir. “Doğru kararı vermek, ancak niçin iyi bir karar verdiğinizin bilincinde olur ve bu bilgiyi ileriye yönelik kullanırsanız bilgeliğinizi artırır.”
Kimse karar vermede hemen iyi olmaz. Bu kayak yapmayı öğrenmekte olduğu gibi düzenli uygulama gerektirir. Uygulama gelişmenin temelidir. Düşünmenizi nasıl durdurur, önlersiniz? Kayakta düşmek, düşmemeyi öğrenmek için gereklidir. Karar vermede de, düşmek bazen doğru kararı vermenize yardım etmek için gereklidir.